Sunday, April 22, 2007

Polat Alemdar'ın gizli yaşamı

Ne yapıyorsunuz özel hayatınızda. Nelerle ilgileniyor, nasıl vakit geçiriyorsunuz?

Sıradan şeyler işte... Spor yapıyorum mesela. Günde 3-4 saat fitness ve vücut çalışıyorum. Daha rahat hareket edebilmek için kendimize özel bir spor salonu yaptırdık. Fizyoterapistimiz de var. Onun denetiminde çalıyoruz. İmkan buldukça yüzmeye gidiyorum. Evimin altında bir sinema var. Bu benim için iyi bir imkan. Arayıp hangi filmlerin oynadığını soruyorum. Arkadaşlarımla buluşur, sık sık o sinemeda film izleriz.

Yemek konusundaki tercihiniz nedir?

Yemek için genelde Anadolu Yakası’nı tercih ediyorum. Bu yakada pek takip edilme şansım da yok. Sık sık gittiğim balıkçılar, restoranlar var. Et ve balık yerim. Vejetaryen mönüleri de tercih ederim. Suşi de severim. Eğer Avrupa Yakası’nda işimiz varsa genellikle Ulus 29 ve Reina’nın restoran bölümünü tercih ediyoruz.

MAGAZİNİ TAKİP ETMEYE ÇALIŞIYORUM

Gazeteleri düzenli olarak takip ediyor musunuz?

Gün içerisinde gazeteleri okurum. Bütün gazetelerin önce birinci sayfalarına sonra köşe yazarlarına bakıyorum. En son okuduğum yer ise 3. sayfa ve spor sayfasıdır.

Magazin sayfalarını takip eder misiniz?

Magazin okuyorum, şundan dolayı magazinde bazen çok sivri uçlu sorular oluyor. O sorulara nasıl cevap vermem gerektiğini öğreniyorum. Çünkü ona sorulan başka gün sana da soruluyor. Gözlem ve takip anlamında bakıyorum. Ama öyle içine dalıp gittiğim bir dünya değil magazin.

Ya futbol, ona karşı merakınız nasıl?

Aslında hiçbir zaman fanatik olmadım. Takım tutmam mesela. Ama Milli Takım’ın tüm maçlarını izlerim. Tanıdığım oyuncular da var. Muhabbet ediyoruz, onlar bizim diziyle ilgili beğenilerini paylaşıyor, ben de maçla ilgili kritiklerimi söylüyorum.

Arabalara karşı bir merakınız var mı?

Öyle bir merakım yok. Geçmişte hızlı araba kullanmayı severdim. Bunun içinde ‘Ferrari’ye bineyim gaza basayım’ gibi isteklerim vardı. Hızlı da araç kullanırdım. Ama artık her yere şoförle gittiğim için ‘aman dikkatli sür’ diyorum. Hızlı gitme kimseden azar işitmeyelim. Çünkü insanlar ‘bak Necati Şaşmaz hızlı gidiyor’ diyebilir. Buna fırsat vermemek lazım.

Biz mafyanın acımasız yüzünü gösterdik...

Yeni konseptimizde konsey yok. Gri, puslu bir hava hakim. Eskiden Polat, ülkeyi sömüren bir mafya örgütünü çökertmek için mücadele ediyordu. Yeni konseptte ise tek bir odakla değil pek çok kişiyle uğraşmak ve savaşmak zorunda kalacak... Kurtlar Vadisi’nde kadromuzdaki pek çok insan senaryo gereği öldü. Bunun nedeni mafyanın ne kadar tehlikeli ve ilişkilerin ne kadar hassas olduğunu göstermekti. İnsanlara o dünyanın ne kadar acımasız ve kötü olduğunu gösterdik.

Barış Kocaoğlu/Akşam